Yüz yıllar boyunca ayakta kalmayı başaran su kemerleri,  Kolezyum gibi yapıtların sağlamlığını sofistike kavislere borçlu olduğunu  okumuştum David Keil’in anatomi kitabında.

Ayaklardaki kavislere baktığımız zaman benzer mimariyi bedenimizde görmek mümkün. Kavisler, birbirinin devamı şeklinde süregelen kesintisiz bir kemere benzer.  Bir kavisin yere doğru çökmesi tüm ayak tabanına sirayet ettiği gibi zeminden yukarıya doğru diz, kalça, omurga zincirini de etkiler.

Kavisleri canlandırmak için çeşitli egzersizler önerilse de ayak iç kavisi normale oranla yüksek olan birine ayak parmaklarını yerden kaldırmasını söylemek pek işe yaramayabilir. Grup derslerinde bu sözlü yönlendirmeyi sıkça kullanırız, zaman el vermediği için detaylara girmek mümkün olmaz. Başta bazen  yarı doğrulardan bahsedebiliiyoruz. Amaç yanıltmak değil tabii ki, vinyasa akış dersinin temposunu korurken sadece gerekli sözlü yönlendirmeleri vermek.

Kavisleri daha yakından tanımak için gelin Trikonasana ve Purvottanasana pozlarında ayakları ne şekilde kullandığımıza bakalım. Her iki pozda da, genellikle öndeki ayağın dışına doğru ağırlığı verir, iç kavisi yerden uzaklaştırırız. Ayak tabanındaki yükü ayak parmaklarına oranla topuklara taşıtmaya başlarız. Poza yerleşirken ağırlığı ayak tabanlarının merkezinden parmaklara, ayağın iç ve dış kavislerine doğru yaymayı araştırın. Bu küçük farkındalık anları pratiğimizde büyük değişiklik yaratır.

 

Ayaktaki Pozlarda temele dair farkındalığı geliştirmek yoga uygulamasında sağlamlık ve konforun anahtarı. Zaman içinde bu farkındalık, diğer poz gruplarında da faydalarını gösteriyor. Bedenin mimarisine baktığımızda ayaklardaki kavislere büyük iş düştüğünü görüyoruz.

B.K.S Iyengar, yogada köklenme ve yükselmeyi anlatırken toprak ana ile gökyüzü arasında kurmaya çalıştığımız bağdan bahseder.  Her nefes alışla omurga boyunca yükselirken her nefes verişle toprağa doğru köklenme anında beden ağırlığını yeryüzüne doğru teslim eder.

Kavislerimizde çökme, doğuştan miras kemik yapımız, gevşek ligamentler ayak tabanımızın yaylanma kabiliyetini zamanla azaltıyor. Tabanlar düzleştikçe, bedenin ağırlığını yere doğru bırakmasından sonra geri sıçrama (rebounding) özelliği azalıyor.

Sağlıklı ayakların şok emici özelliği azaldıkça şok dizler, kalçalar, omurga boyunca tüm bedene yayılıyor. Ayak tabanlarını canlandırmak, hareket aralığıni arttırmak için uygulamanın başında yapabileceğimiz egzersizlerin yanı sıra akış esnasında ayaklarda plantar ve dorsifleksiyona odaklanabilecegimiz birkaç yoga pozunu paylaşmak istedim. Güneşe Selam Serileri ve tüm Ayakta Pozlar da bu amaca hizmet eder. Şanslıyız, seçenek fazla. İstediğiklerinizi pratiğinize dahil edebilirsiniz.

Sağlıklı ayaklar… Sağlam Zemin… Akışkan Omurga

Namas’cray💃

İyi pratikler dilerim.

Rana